Arama
En son konular
gül hikayesi
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
gül hikayesi
GÜL HİKÂYESİ
Bir zamanlar uzak diyarlarda küçük bir kasabada dürüst ve çalışkan bir genç yaşarmış.
Tüm gün ustasından öğrendiği gibi demir döver kasabanın tüm ihtiyaçlarını giderirmiş.
Sutean adındaki bu genç adam herkes tarafından sevilen sayılan biriymiş.
Bir gün dükkanına eski bir tencereyi tamir ettirmek isteyen hizmetçisi ile birlikte Rosa adında çok çok güzel bir kız gelmiş..
Sutean görür görmez bu kıza âşık olmuş, ama kız ona fazla yüz vermemiş.
Tencereyi bırakıp dükkândan çıkmış.
Güzel kızın ayrılması ile birlikte sanki dükkândaki ateş sönmüş; demirci Sutean'in kalbini buz gibi bir şey kaplamış.
Güzel kızın kalbini kazanabilmek için bir çare aramaya başlamış.
Ocağının başına oturmuş düşünürken bir parça demir almış ve onu şekillendirmeye başlamış.
Çalıştıkça çalışmış ve ortaya çıkan şey şimdiye kadar yaptığı hiçbir şeye benzememiş.
Eşi benzeri görülmemiş bir çiçek yapmış demirden...
İncecik yaprakları birbiri etrafında kapanan dünyanın en güzel çiçeğini...
Sabah tencereyi almaya sadece hizmetçi kız gelmiş.
Demirci Sutean üzülse de güzel kızı göremediği için tüm umudunu çiçeğine yüklemiş ve aşkının elçisi olarak göndermiş hizmetçiyle...
Güzel kız çiçeği görünce büyülenmiş, kalbi yumuşamış ve Sutean'in aşkına karşılık vermiş...
Sutean güzeller güzeli kız ile evlenmek için kızın babasından izin almak üzere yaşadıkları şatoya gitmiş.
Güzel kızın babası bir büyücüymüş, ve kızının sıradan bir adama, bir demirciye aşık olmasına çok öfkelenmiş.
Bu ilişkiye hemen bir son vermeye yemin etmiş.
Hemen orada Sutean'i öldürecek bir lanet okumaya başlamış ki, kızı dizlerine kapanıp onu engellemiş.
Bunun üzerine büyücü kurnazlığa başvurmuş;
Sutean eğer sabaha dek şatonun etrafını demir bir çit ile çevirirse kızı ile evlenmesine izin verecek eğer başaramazsa güneş doğarken Sutean taşa dönecekmiş.
Eğer korkuyorsa bir daha dönmemek üzere şatoyu terk edebileceğini söylemiş demirciye...
Demirci korkup da sevdiğini terk edebilecek biri değilmiş.
Hemen işe başlamış, durup dinlenmeden çubuklar, teller hazırlayıp onları diziyormuş.
Sabaha karşı büyücü demircinin çiti yetiştireceğini anlamış ve onu engellemek için aklına bir kurnazlık daha gelmiş...
Kızının kılığına bürünmüş ve şarkı söylemeye başlamış.
Şarkı öyle derin öyle güzelmiş ki...
Demirci çekicini bırakıp dinlemeye başlamış...
Büyücü güneş doğana dek söylemiş…
Güneş ışıkları penceresine vurduğunda güzel kız uyanmış, hemen pencereye koşmuş; çitin yarısı duruyormuş...
Demirciyi uyarıp güneş ışığından kaçırmak istemiş, ama geç kalmış...
Gün ışığı üzerine değer değmez genç adam taşa dönüşmüş...
Büyücü neredeyse mutluluktan uçmak üzereymiş.
Babasının oynadığı oyunu gören kız çok üzülmüş ve elinde demircinin hediyesi olan demir çiçek ile taşa dönüşmüş olan sevgilisinin yanına koşmuş.
Ağlamış, ağlamış, ağlamış...
Gözyaşları taşı eritememiş, ama demirden çiçeği canlandırmış.
Gözyaşları ile beslenen çiçek büyümüş, serpilmiş, tüm şatonun etrafını çevrelemiş.
Demircinin tamamlayamadığı çiti çiçeği tamamlamış.
Bu güzel çiçeği görüp beğenenler alıp başka yerlere de ekmişler ve böylece tüm dünyaya yayılmış.
Güzeller güzeli Rosa'nin (Gül) anısına her yerde onun adı ile anılır olmuş...
(Sevginin gücü bu olsa gerek...)
Bir zamanlar uzak diyarlarda küçük bir kasabada dürüst ve çalışkan bir genç yaşarmış.
Tüm gün ustasından öğrendiği gibi demir döver kasabanın tüm ihtiyaçlarını giderirmiş.
Sutean adındaki bu genç adam herkes tarafından sevilen sayılan biriymiş.
Bir gün dükkanına eski bir tencereyi tamir ettirmek isteyen hizmetçisi ile birlikte Rosa adında çok çok güzel bir kız gelmiş..
Sutean görür görmez bu kıza âşık olmuş, ama kız ona fazla yüz vermemiş.
Tencereyi bırakıp dükkândan çıkmış.
Güzel kızın ayrılması ile birlikte sanki dükkândaki ateş sönmüş; demirci Sutean'in kalbini buz gibi bir şey kaplamış.
Güzel kızın kalbini kazanabilmek için bir çare aramaya başlamış.
Ocağının başına oturmuş düşünürken bir parça demir almış ve onu şekillendirmeye başlamış.
Çalıştıkça çalışmış ve ortaya çıkan şey şimdiye kadar yaptığı hiçbir şeye benzememiş.
Eşi benzeri görülmemiş bir çiçek yapmış demirden...
İncecik yaprakları birbiri etrafında kapanan dünyanın en güzel çiçeğini...
Sabah tencereyi almaya sadece hizmetçi kız gelmiş.
Demirci Sutean üzülse de güzel kızı göremediği için tüm umudunu çiçeğine yüklemiş ve aşkının elçisi olarak göndermiş hizmetçiyle...
Güzel kız çiçeği görünce büyülenmiş, kalbi yumuşamış ve Sutean'in aşkına karşılık vermiş...
Sutean güzeller güzeli kız ile evlenmek için kızın babasından izin almak üzere yaşadıkları şatoya gitmiş.
Güzel kızın babası bir büyücüymüş, ve kızının sıradan bir adama, bir demirciye aşık olmasına çok öfkelenmiş.
Bu ilişkiye hemen bir son vermeye yemin etmiş.
Hemen orada Sutean'i öldürecek bir lanet okumaya başlamış ki, kızı dizlerine kapanıp onu engellemiş.
Bunun üzerine büyücü kurnazlığa başvurmuş;
Sutean eğer sabaha dek şatonun etrafını demir bir çit ile çevirirse kızı ile evlenmesine izin verecek eğer başaramazsa güneş doğarken Sutean taşa dönecekmiş.
Eğer korkuyorsa bir daha dönmemek üzere şatoyu terk edebileceğini söylemiş demirciye...
Demirci korkup da sevdiğini terk edebilecek biri değilmiş.
Hemen işe başlamış, durup dinlenmeden çubuklar, teller hazırlayıp onları diziyormuş.
Sabaha karşı büyücü demircinin çiti yetiştireceğini anlamış ve onu engellemek için aklına bir kurnazlık daha gelmiş...
Kızının kılığına bürünmüş ve şarkı söylemeye başlamış.
Şarkı öyle derin öyle güzelmiş ki...
Demirci çekicini bırakıp dinlemeye başlamış...
Büyücü güneş doğana dek söylemiş…
Güneş ışıkları penceresine vurduğunda güzel kız uyanmış, hemen pencereye koşmuş; çitin yarısı duruyormuş...
Demirciyi uyarıp güneş ışığından kaçırmak istemiş, ama geç kalmış...
Gün ışığı üzerine değer değmez genç adam taşa dönüşmüş...
Büyücü neredeyse mutluluktan uçmak üzereymiş.
Babasının oynadığı oyunu gören kız çok üzülmüş ve elinde demircinin hediyesi olan demir çiçek ile taşa dönüşmüş olan sevgilisinin yanına koşmuş.
Ağlamış, ağlamış, ağlamış...
Gözyaşları taşı eritememiş, ama demirden çiçeği canlandırmış.
Gözyaşları ile beslenen çiçek büyümüş, serpilmiş, tüm şatonun etrafını çevrelemiş.
Demircinin tamamlayamadığı çiti çiçeği tamamlamış.
Bu güzel çiçeği görüp beğenenler alıp başka yerlere de ekmişler ve böylece tüm dünyaya yayılmış.
Güzeller güzeli Rosa'nin (Gül) anısına her yerde onun adı ile anılır olmuş...
(Sevginin gücü bu olsa gerek...)
UnUtMa_BeNi_99- Admin
- Mesaj Sayısı : 58
Yaş : 32
Nerden : sivas
Kayıt tarihi : 22/02/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
C.tesi Mayıs 23, 2009 11:17 am tarafından kml
» Toygar Işıklı - Kalbimdeki Sancı
Perş. Nis. 30, 2009 10:30 pm tarafından kml
» irenc espiriler
Çarş. Nis. 29, 2009 7:33 pm tarafından ZaLiM_-_99
» ÜSTTEKİ ÜYE
C.tesi Nis. 11, 2009 12:29 am tarafından kml
» üsteki üyenin kelimesine zıt cevap ver
C.tesi Nis. 11, 2009 12:24 am tarafından kml
» gökhan türkmen in hayatı
C.tesi Nis. 11, 2009 12:21 am tarafından kml
» emo`ların favori filmleri
C.tesi Nis. 11, 2009 12:14 am tarafından kml
» Murat Boz - Beni Bana Bırak
C.tesi Nis. 11, 2009 12:04 am tarafından kml
» Yusuf Güney - Aşkım Aşklarından Bulasın
Ptsi Nis. 06, 2009 12:39 pm tarafından ZaLiM_-_99